Işık Terapisi Çocuklarda Kemoterapi Ağız Yaralarını Önler

Pediatrik hematoloji alanında kemoterapiye bağlı ağız mukoziti tedavisinde çığır açan bir klinik çalışma, fotobiyomodülasyon (FBM) ve fotodinamik terapi (PDT) yöntemlerinin etkinliğini ortaya koydu. Özellikle metotreksat gibi kemoterapi protokollerinde sıkça görülen ve hastaların yaşam kalitesini kötü yönde etkileyen bu tedavi yan etkisi, ağrılı ağız ülserleriyle seyreder ve beslenme, tedaviye uyum gibi önemli süreçleri olumsuz etkiler. Yeni yapılan çift kollu randomize klinik araştırma, FBM ve PDT’nin hem mukozit gelişimini önlemede hem de ortaya çıkan lezyonların iyileşmesini hızlandırmada önemli avantajlar sağladığını kanıtladı.

Araştırmada önleyici kolda, hastalar kendi kontrolleri olarak kullanıldı. İlk kemoterapi döngülerinde lazer tedavisi uygulanmayan çocuklar, sonraki döngülerde FBM uygulandı. Bu intra-patient (hasta içi) tasarım sayesinde, farklı hastalar arasındaki değişkenlik engellenirken aynı kemoterapi rejimi altında karşılaştırma yapıldı. Sonuçlar çarpıcıydı: FBM uygulanan döngülerde ağız mukoziti görülme oranı %66,67’den %6,67’ye kadar düştü. Bu, kemoterapiye bağlı ağız mukozitinin önlenmesinde ışık terapilerinin potansiyelini gözler önüne serdi.

Tedavi kolunda ise, zaten mukozit gelişmiş pediatrik hastalar rastgele iki gruba ayrıldı. Bir gruba sahte lazer tedavisi uygulanırken diğer gruba indosiyanin yeşili (ICG) ile desteklenen fotodinamik terapi verildi. WHO mukozit skalası, Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) derecelendirmesi ve WCCNR skoru gibi standart ölçüm metrikleri kullanılarak lezyon şiddeti ve iyileşme süreçleri izlendi. On beşinci günün sonunda PDT grubunda tüm skorların anlamlı ölçüde düştüğü görüldü. Özellikle NCI skorundaki gerileme, tedavinin mucosa iyileşmesini hızlandırdığını gösterdi.

Bu hızlı düzelme, çocukların ağrı ve rahatsızlıklarını azaltmak, beslenme ve ilaç alımını kolaylaştırmak için son derece önemlidir. Mukoza iyileşmesinin hızlanması aynı zamanda enfeksiyon riskinin düşürülmesi ve kemoterapinin kesintisiz devam etmesini sağlar. Böylece çocukların kanser tedavisinin başarısı da artabilir. FBM, mitokondriyal sitokrom c oksidazı uyararak ATP üretimini artırır ve büyüme faktörlerinin üretimini tetikler. İltihabi sitokinlerin azalması ve dokulara kan akışının iyileşmesi ile desteklenen bu mekanizma, mukozitin önlenmesinde etkili olur.

Buna karşın PDT, ICG’nin fotosensitizer özelliği sayesinde lazer ışığı ile aktive edilip reaktif oksijen türleri oluşturur. Bu moleküller patolojik hücrelere seçici zarar vererek lezyonların temizlenmesini ve lokal bağışıklık yanıtının düzenlenmesini sağlar. ICG’nin düşük toksisitesi ve lazer parametrelerinin kontrollü kullanımı, çocuklarda güvenli ve etkili bir yöntem olarak ön plana çıkar. Hem FBM hem de PDT, farmakolojik olmayan, invazif olmayan ve yan etkileri düşük seçenekler olarak pediatrik onkolojide destekleyici bakımda yenilik yaratıyor.

Çalışmada bildirilen yan etki profili olumludur; hiçbir ciddi advers olay bildirilmemiştir. Laser yoğunluğu, dozlaması ve ICG konsantrasyonu standartlaştırılmış ve repeatabilitesi garanti altına alınmıştır. Bu durum, yöntemin yaygınlaşması ve ileri çok merkezli çalışmalar için sağlam bir altyapı oluşturmuştur. Ayrıca, çalışma resmi bir klinik araştırma kayıt sistemine kaydedilmiştir; bu da şeffaflığı ve ilerideki meta-analiz ve sistematik incelemeler için veri erişimini kolaylaştırır.

Çalışmanın sonuçları yalnızca metotreksat kaynaklı mukozitlerle sınırlı kalmamakta, diğer kemoterapi veya radyoterapi kaynaklı ağız mukoziti için de ışık temelli bazlı tedavi yaklaşımlarının etkili olabileceği yönünde umut vaat etmektedir. FBM ile PDT kombinasyonunun birlikte kullanımı ve lazer parametrelerinin hastaya özel optimize edilmesi konularında ise yeni çalışmaların yürütülmesi önerilmektedir. Böylece kişiye özgü tedavi planları oluşturmak mümkün hale gelecektir.

Sonuç olarak, bu yenilikçi çalışma, çocuklarda kemoterapiye bağlı en zorlu yan etkilerden biri olan ağız mukozitine karşı etkili ve güvenli yeni tedavi modelleri sunmuştur. Pediatrik hematoloji-onkoloji alanında hasta konforunu artırarak tedaviye uyumu kolaylaştıran bu yaklaşım, kanserle mücadelede önemli bir destek unsuru olacaktır. Işık enerjisi ile çalışma-prensibi, gelecekte hem önleme hem de tedavi alanında standart uygulamalar arasında yer alabilir.

Kanser kemoterapisinin yol açtığı kompli­kasyonların azaltılması, hastaların yaşam kalitesinin yükseltilmesi adına kritik önemdedir. FBM ve PDT’nin hematolojik kanserli çocuklarda uygulanması, ülkemizde ve dünyada destek tedavi standartlarını değiştirebilecek bir potansiyel taşımaktadır. Klinik hekimler, çocuk onkolojisi ekiplerinin ağız mukoziti yönetiminde fototerapik metodları dikkate almaları gerekmektedir. Böylece hem hastalar hem de sağlık sistemleri açısından somut faydalar sağlanabilir.

Araştırmanın özellikle intra-patient kontrollü randomize tasarımı, bulguların güvenilirliğini artıran önemli bir avantajdır. Aynı hastanın kendisi üzerinden karşılaştırma yapılması, kemoterapi dozları ve bireysel mukozit eğilimindeki varyasyonları minimize etmiştir. Böylelikle FBM ve PDT’nin gerçekten etkili olduğu net bir şekilde ortaya konulmuştur. Bu bilimsel yaklaşımın, pediatrik hematoloji alanında yapılacak benzer çalışmalar için öncü olması beklenmektedir.

Son olarak, ışık temelli tedavi uygulamalarının pediatrik hasta grubunda tolerabilitesi ve rahat kabulü, ilaçlarla ilişkili yan etki risklerinin azaltılması açısından önemli bir fark yaratmaktadır. Ağız mukozitinin önlenmesi ve hızlı iyileşmesinin sağlanmasıyla birlikte, çocukların psikososyal gelişimi, beslenme durumu ve tedavi performansı olumlu yönde desteklenmiştir. Bu tür non-invazif destek çalışmaları, modern onkoloji pratiğinde daha fazla yer kazanacaktır.

Tüm bu gelişmeler ışığında, pediatrik onkoloji merkezlerinde FBM ve PDT’ye yönelik protokollerin geliştirilmesi ve klinik uygulamaya entegrasyonu hız kazanacaktır. Multidisipliner ekiplerin, ışık temelli tedavi modellerini ağız mukoziti yönetiminde etkin biçimde kullanmaları, çocukların yaşam kalitelerini yükseltirken tedavi başarılarını da artıracaktır. Bu ender avantajlı çalışmalar, özellikle hematolojik kanserli hastalar açısından başucu tedavileri arasına girebilir.

Araştırma Konusu:
Kemoterapiye bağlı ağız mukozitinin önlenmesi ve tedavisinde fotobiyomodülasyon ve fotodinamik terapi yöntemlerinin çocuk hastalarda etkinliği.

Makale Başlığı:
Efficacy of photobiomodulation for the prevention and treatment of chemotherapy-induced oral mucositis in pediatric patients with hematologic cancers: a randomized clinical trial

Web References:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14213-w

Doi Referans:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14213-w

Resim Credits:
Scienmag.com

Anahtar Kelimeler:
kemoterapiye bağlı ağız mukoziti, pediatrik hematoloji, fotobiyomodülasyon, fotodinamik terapi, metotreksat, kemoterapi yan etkileri, ağız ülserleri, non-farmakolojik tedavi, kanser destek bakım, düşük düzey lazer tedavisi, indosiyanin yeşili, çocuk onkolojisi

0 Votes: 0 Upvotes, 0 Downvotes (0 Points)

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Onkolojideki En Yeni ve Önemli Gelişmeleri Kaçırmayın

E-posta yoluyla paylaşımlarınızı almak için onay veriyorum. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı inceleyin.

Loading Next Post...
Takip Et
Search
ŞU ANDA POPÜLER
Loading

Signing-in 3 seconds...