Hepatocellüler karsinom (HCC), hem Türkiye’de hem de dünya genelinde kanserle mücadelede önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Özellikle Mısır gibi yüksek HCC prevalansına sahip ülkelerde, hastalık morbidite ve mortalitesinin en önde gelen nedenlerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Mevcut görüntüleme teknikleri ve terapötik yöntemler ilerleme kaydetmiş olsa da, erken tanı ve hastalık seyri hakkında güvenilir, invaziv olmayan biyobelirteçlerin bulunması hala kritik bir ihtiyaçtır. Bu bağlamda, son yayınlanan bir çalışma, serum kaynaklı bir dairesel RNA (circular RNA/circRNA) olan hsa_circ_101555’in HCC tanı ve prognozundaki önemini derinlemesine inceleyerek alandaki bilgi boşluğunu doldurmayı amaçlamıştır.
Dairesel RNA’lar, 5’ başlık (cap) ve 3’ poli-A kuyruğu taşımayan, halka yapısında ve yüksek stabiliteye sahip endojen RNA molekülleridir. Bu eşsiz yapıları sayesinde exonükleaz enzimlerinin yıkıcı etkilerine karşı direnç gösterirler. Bu özellik, circRNA’ları özellikle kan ve diğer biyolojik sıvılarda güvenilir biyobelirteçler olarak öne çıkarır. Farklı kanser türlerinde potansiyel fonksiyonları araştırılmakta olan circRNA’ların, hepatoselüler karsinomda klinik uygulamaya yönelik verilerinin kısıtlılığı nedeniyle bu yeni çalışma büyük önem taşımaktadır.
Yeni çalışmada, Mısırlı 62 HCC hastası ve 30 sağlıklı kontrol grubundan serum örnekleri alınarak hsa_circ_101555 seviyeleri nicel gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (qRT-PCR) yöntemiyle ölçülmüştür. Kan örnekleri tedavi öncesi ve tedaviyi takiben üç ay sonra alınarak, circRNA ifade değişiklikleri tümör progresyonu veya regresyonu açısından değerlendirilmiştir. Bu dinamik analiz, hem tanısal hem de prognostik biyobelirteç potansiyelinin kapsamlı değerlendirilmesini sağlamıştır.
Çalışma sonuçları, HCC hastalarının serumunda hsa_circ_101555’in ortalama ifade düzeyinin 7,66 ± 3,74 olduğunu ve sağlıklı bireylerdeki 1,21 ± 0,96 seviyesine kıyasla anlamlı derecede yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu belirgin fark, circRNA’nın kanserli ve sağlıklı durumları ayırt etmeye yönelik yüksek tanı değerini göstermektedir. ROC analizleri ise 1,966 kesim noktasında %98,4’lük AUC (alan altı eğri) değeriyle neredeyse mükemmel ayırt ediciliği doğrulamıştır.
Tanının ötesinde, hsa_circ_101555 serum seviyesi, hastaların hastalık seyri ve tedavi yanıtlarını değerlendiren RECIST ve modifiye mRECIST kriterlerine göre tümör progresyonu ve regresyonunu anlamada belirgin farklılıklar göstermiştir. 5,1150 kesim değeriyle elde edilen 0,891 AUC oranı, bu circRNA’nın hastalık gidişatını öngörme konusunda güçlü bir performansa sahip olduğunu işaret etmektedir. Bu bulgu, klinik uygulamada tedavi sonrası takibin etkinliğini artırabilecek önemli bir imkan sunmaktadır.
Araştırmada ayrıca tedaviden sonraki hsa_circ_101555 seviyelerinin, karaciğer hasarını yansıtan laboratuvar göstergeleri ile anlamlı pozitif korelasyonlar sergilediği saptanmıştır. Bunlar arasında ALBI skoru (r=0,424, p=0,001), nötrofil/lenfosit oranı (NLR; r=0,410, p=0,001) ve AFP, AST/ALT oranı, FIB-4 ile APRI indeksleri dikkat çekmektedir. Bu sonuçlar, circRNA seviyelerinin karaciğer inflamasyonu, fibrozis ve hastalık yükü ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Doğrudan tümörün klinik ve patolojik özellikleri ile de bağlantılı bulunan hsa_circ_101555, büyük (5 cm’den büyük) tümör boyutu, çoklu nodül (3’ten fazla), vasküler invazyon varlığı, ileri BCLC evresi (C) ve yüksek TNM sınıflaması ile ilişkilendirilmiştir. Bu bulgular, circRNA’nın tümörün agresifliğini ve metastatik potansiyelini yansıtma kapasitesine işaret etmektedir, dolayısıyla hastalık evrelemesinde de kullanılabilir.
CircRNA’ların kanser patogenezindeki rolü giderek daha fazla önem kazanmaktadır. MikroRNA süngerleri olarak fonksiyon görme, RNA-bağlayıcı proteinlerle etkileşim ve transkripsiyonel sonrası düzenleyici ağların modülasyonu gibi mekanizmalar yoluyla tümör biyolojisinde etkili olabilirler. hsa_circ_101555’in yüksek ekspresyonu, hepatokarsinogenezde fonksiyonel roller üstlendiği ve tümör büyümesi, invazyonu veya tedavi direncine katkı sağladığını düşündürmektedir. Ancak bu mekanizmaların tam aydınlatılması için ileri moleküler çalışmalar gereklidir.
Klinik uygulamada serum bazlı, invaziv olmayan biyobelirteçlerin geliştirilmesi, görüntüleme ve mevcut serolojik testlere anlamlı katkı sağlamaktadır. Erken tanı, tedavi yanıtının anlık değerlendirilmesi ve hastalık progresyonunun zamanında tespiti gibi avantajlar, HCC gibi hızlı seyirli ve tedavi seçeneklerinin sınırlı olduğu hastalıklarda büyük önem taşır. Bu nedenle hsa_circ_101555’nin klinikte yaygın kullanımı, hasta yönetiminde çığır açabilir.
Çalışma ayrıca, bölgesel epidemiyolojik özelliklerin etkisini göz önünde bulundurarak Mısırlı hastalara özgü bir biyobelirteç sunmaktadır. Genetik ve çevresel faktörlerin kanserden korunma, tanı ve prognozda farklılıklar yaratabileceği düşünüldüğünde, böyle yerel odaklı biyobelirteçler kişiselleştirilmiş onkolojiye doğru önemli bir adımı temsil etmektedir.
Teknik olarak qRT-PCR yöntemiyle serumdan hsa_circ_101555’nin ölçümü, klinik uygulamaya uygun duyarlılık ve tekrarlanabilirlik göstermiştir. Araştırmada kullanılan moleküler teknikler, veri normalizasyonu ve istatistiksel analizler alanında titiz uygulamalarla desteklenmiş, böylece biyobelirteç validasyonunu güçlendirmiştir. Bu teknik altyapı, circRNA’ların klinikte uygulanmasına olanak tanımaktadır.
Çalışmanın kesitsel (cross-sectional) yapısı ve hasta sayısının sınırlı olması, sonuçların genellenebilirliği konusunda temkin gerektirmektedir. İleriye dönük uzun süreli ve daha geniş hasta gruplarını kapsayan çalışmalar yapılması, hsa_circ_101555’nin hastalık seyirindeki değişikliklerinin zaman içindeki dinamiklerini ortaya koymak açısından önemlidir. Ayrıca transciptom, proteom ve epigenetik verilerle desteklenen multi-omik yaklaşımlar, bu circRNA’nın tümör biyolojisindeki fonksiyonlarını daha ayrıntılı inceleme fırsatı sağlayacaktır.
Özetle, bu öncü araştırma, serum bazlı hsa_circ_101555’nin hepatoselüler karsinomda tanı ve prognoz açısından yüksek potansiyel taşıdığını göstermektedir. Artan ekspresyon düzeyleri, hastalık varlığı, şiddeti, progresyonu ve klinik tümör özellikleri ile anlamlı şekilde ilişkilendirilmiştir. Onkologlar ve araştırmacılar için bu bulgular, HCC yönetiminde yeni biyobelirteçlerin geliştirilmesi yönünde önemli bir yol haritası sunmaktadır.
Sonuç olarak, hsa_circ_101555 kişiye özgü ve invaziv olmayan bir biyobelirteç olarak, dairesel RNA evrenindeki keşfedilmemiş potansiyelin kapılarını aralıyor. Gelecekteki validasyon ve moleküler mekanizma çalışmalarının tamamlanması ile bu circRNA, hepatoselüler karsinom tanı ve takibinde devrim yaratacak bir araç haline gelebilir. Kanser biomarker araştırmalarında yeni bir dönemin öncüsü olma yolunda ilerliyor.
—
Araştırma Konusu:
Hepatoselüler karsinom; dairesel RNA biyobelirteçleri; invaziv olmayan tanı ve prognoz.
Makale Başlığı:
The Potential Oncogenic Role of Serum-derived hsa_circ_101555 as a Non-invasive Diagnostic/Prognostic Marker in Patients with Hepatocellular Carcinoma
Haberin Yayın Tarihi:
17-Mart-2025
Web References:
http://dx.doi.org/10.14218/GE.2025.00012
Anahtar Kelimeler:
Hepatoselüler karsinom; dairesel RNA; hsa_circ_101555; biyobelirteçler; tanı; prognoz; karaciğer kanseri; kodlamayan RNA; qRT-PCR; tümör progresyonu; karaciğer fibrozisi; onko-markırlar