Son yıllarda sinirbilim ve fizyoloji alanlarında çığır açan bir gelişmeye imza atan Trinity College Dublin’den Profesör Tomás Ryan liderliğindeki araştırmacılar, beynin yalnızca soğuk deneyimlerinin belleğini oluşturmakla kalmadığını, aynı zamanda bu anıları kullanarak vücudun metabolizmasını da aktif biçimde düzenlediğini ortaya koydu. Nature dergisinde yayımlanan bu öncü çalışmada, soğuk anıların nasıl sinirsel izler halinde kodlandığı ve bunun termoregülasyon üzerindeki etkileri detaylı biçimde incelenerek, temel bilim ve klinik uygulamalar açısından büyük önem taşıyan veriler sunuldu. Araştırma, beynin çevresel soğuk deneyimlerini öğrenip hatırlayarak bedensel metabolik yanıtları önceden nasıl başlattığını gözler önüne seriyor.
Bellek oluşumuna dair bilimsel anlayış, 19. yüzyılın sonlarından beri önemli bir evrim geçirdi. Ivan Pavlov’un klasik koşullanma deneyleriyle ortaya koyduğu gibi, hayvanlar çevresel ipuçları ile fizyolojik tepkileri ilişkilendirerek öğrenebiliyorlar. Pavlov, köpeklerin daha önce yiyecek ile eşleştirilen zil sesine yanıt olarak salya salgılamalarını keşfetti. Modern sinirbilim ise anıların, birbirine bağlı geniş nöron ağları şeklinde dağıtık izler—nam-ı diğer engramlar—olarak kodlandığını gösteriyor. Bu engramlar, sadece soyut deneyimleri değil aynı zamanda vücuttaki yangı, acı ve besin durumu gibi somut bedensel halleri de içerebiliyor.
Bu kapsamda, Prof. Ryan liderliğindeki ekip soğuk deneyimlerinin de benzer şekilde sinirsel engramlarda kodlandığını ve bunun hayatta kalmaya yönelik adaptif faydalar sağladığını ileri sürdü. Bunu test etmek için davranışsal koşullanma paradigması ve metabolik analizler kullandılar. Fareler, donma noktasına yakın 4°C’lik ortamları, soğukla ilişkilendirilen eşsiz görsel uyarılar ile eşleştirilerek eğitildi. Sonrasında, bu görsel ipuçları konforlu oda sıcaklığında verildiğinde, farelerin izole (gerçek soğuk olmadan) metabolizmalarını harekete geçirip ısı üretimini artırarak önceden hazırlanma gösterdiği gözlemlendi.
Bu önceden haber veren termogenez, beynin soğuk anılarını geri çağırıp periferdeki metabolik yolları aktive ederek fizyolojik tepkiler ürettiğini kanıtlıyor. Sinirsel devreleri anlamak için araştırmacılar, özellikle bellek oluşumunda kritik rol oynayan hipokampusta aktiviteye bağımlı genetik etiketleme teknikleri uyguladılar. Soğuk koşullandırma sırasında etkinleşen engram hücrelerini başarılı biçimde belirlediler. Sonrasında, optogenetik yöntemle bu engram hücrelerinin yapay olarak ışıkla tetiklenmesi, dışarıdan soğuk uyaran olmadan bile metabolik hız ve ısı üretimini artırdı.
Tam tersi olarak, aynı engram hücrelerinin optogenetik inhibisyonu ile farelerin önceden koşullandırılmış soğuk ipuçlarına cevap vererek metabolik yanıt geliştirmeleri engellendi. Bu çift yönlü manipülasyonlar, soğuk anı engramlarının pasif izler değil, termoregülasyonun işleyişinde doğrudan işlev gören dinamik yapılar olduğunu doğruladı. Çalışmada, özellikle kahverengi yağ dokusunun (brown adipose tissue – BAT) bu öğrenilmiş metabolik denetimde belirleyici rolü vurgulandı. BAT, beyaz yağdan farklı olarak mitokondriyal uçurumlaşma yoluyla ısı üreterek adaptif termogenezde merkezi rol oynuyor. Princeton Üniversitesi’nden Prof. Lydia Lynch, beynin bu soğuk anıları hatırlayarak kahverengi yağın sempatik sinirsel uyarımını modüle ettiğine dikkat çekti.
Beyin, duyusal girdiden hafıza oluşumuna, oradan periferik efektör organların fonksiyonlarına uzanan bütünleşik bir nörofizyolojik aks kurmuş durumda. Bu geri besleme mekanizması, çevresel termal zorluklara karşı organizmanın önceden hazırlık yapmasını sağlıyor. Bu keşfin klinik yansımaları ise çok yönlü. Termogenez ve metabolik kontrol bozukluklarının obezite, metabolik sendrom ve bazı kanser türlerinde temel rol oynadığı biliniyor. Araştırmanın ortak yazarlarından Dr. Aaron Douglas, gelecekte bu soğuk anı devrelerinin hedeflenerek insan metabolizmasının daha hassas biçimde düzenlenebileceğini belirtiyor. Böylelikle mevcut metabolik müdahalelerin tamamlayıcısı veya bazı durumlarda alternatifi olabilecek yeni tedavi yaklaşımları geliştirilebilecek.
Araştırma, tıbbın ötesinde “bedene bağlı zihin” anlayışını güçlendiriyor. Visseral (iç organlara ait) deneyimlerin hem fizyolojik dengeyi hem de bilişsel ve duygusal süreçleri şekillendirdiğini gösteriyor. Soğuk anıların oluşumu, gelişmiş insan bilişi ve duygusallığının, sinir ağlarında kodlanmış bedensel deneyimlerin üzerine kurulu olduğunun somut bir örneği. Prof. Ryan, evrimsel süreçte karmaşık zihinsel işlevlerin temelinde bu tür visseral duyusal deneyimlerin bulunduğunu vurgulayarak, bellek ve duygunun biyolojik kökenlerini çözümlemenin önemini dile getiriyor.
Bu çalışma, moleküler sinirbilim yöntemlerini metabolik fizyoloji ve davranış bilimi ile bütünleştirerek disiplinler arası iş birliğinin gücünü ortaya koyuyor. Genetik işaretleme, optogenetik, metabolik ölçümler ve klasik davranışsal koşullanma tekniklerinin kesişiminde, soğuk anılarının nasıl oluştuğu ve işlev gördüğüne dair zengin mekanist bilgiler sağlanıyor. Bu sinirbilim alanında soyut bilişsel süreçlerin somut fizyolojik çıktılarla beraber incelendiği yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.
Gelecekte, benzer mekanizmaların diğer duyusal modaliteler veya farklı fizyolojik durumlar için geçerliliği araştırılacak. Bu anıların karar alma, sosyal davranış veya duygusal düzenleme üzerindeki etkileri anlaşılmaya çalışılacak. İnsanlarda bu paradigmaların test edilmesi klinik uygulama açısından çok önemli olacak; böylece hafıza kaynaklı metabolik devrelerin manipülasyonu metabolik ve duygusal hastalıkların tedavisinde çığır açabilir.
Sonuç olarak, bu öncü çalışmada, soğuk deneyimlerin hipokampustaki belirli nöronal topluluklarda kodlandığı, bu belleklerin ise termoregülasyon için metabolik cevapları düzenlediği gösterildi. Beyin ve metabolizma arasında kurulan bu sinirsel-metabolik aks, organizmanın çevresel zorlukları öğrenerek önceden karşılık vermesine olanak sağlayan zarif bir adaptasyon stratejisi olarak değerlendirilebilir. Bellek bilimi ile metabolik kontrol arasındaki köprüyü güçlendiren bu araştırma, zihnin bedensel temellerini anlamak ve bu bilgiyi yenilikçi tıbbi müdahalelere dönüştürmek adına yol açıcı nitelikte.
—
Araştırma Konusu: Neural encoding of cold experiences and their role in metabolic thermoregulation
Doi Referans: 10.1038/s41586-025-08902-6
Web References: Study published in Nature
Anahtar Kelimeler:
Hafıza oluşumu, Hafıza bozuklukları, Metabolizma, İnsan beyni, Hayvan araştırması, Adaptif kontrol, Vücut sıcaklığı düzenlemesi, Duygular, Hafıza hatırlama, Davranışsal koşullanma, Soğuk deneyimlerin hafızası, Metabolizmanın hafıza yoluyla düzenlenmesi, Nöral engramlar ve bedensel durumlar, Termoregülasyon sinirbilimi, Soğuk anıların fizyolojik etkileri, Sıcaklık hafızası ve metabolizma bağlantısı, Trinity College Dublin sinirbilim araştırması