Kemoterapi Sonrası Oluşan Nöropatide Adaptif Arjantin Tangosu Dans Terapisinin Beyin Yeniden Yapılanmasında Umut Vadeden Sonuçları
Meme kanseri tedavisi gören hastalar arasında yaygın olarak görülen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren kemoterapiye bağlı nöropati, ellerde ve ayaklarda his kaybı, yanma hissi ile günlük aktivitelerde güçlük ve düşme riskinde artış gibi sorunlara yol açmaktadır. Özellikle taxan içeren kemoterapötik ilaçlar periferik sinirlerde hasar oluşturarak bu belirtileri tetiklerken, geleneksel rehabilitasyon yöntemleri yeterli iyileşme sağlayamamaktadır. Bu nedenle araştırmacılar, nöropatide sinir fonksiyonlarının onarılmasına yönelik yenilikçi ve bütünsel yaklaşımlar geliştirme yoluna gitmiştir. The Ohio State University Comprehensive Cancer Center (OSUCCC – James) ve Üniversite’nin Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından yürütülen bir çalışma, uyarlanmış Arjantin tangosu dans terapisinin beyindeki nöroplastisiteyi uyararak bu hastalarda duyusal ve motor fonksiyonların geri kazanımını destekleyebileceğini göstermektedir.
Araştırmanın temelinde, dışsal ritmik uyaranlarla sinir hücrelerinin ateşlenmesinin senkronizasyonunu ifade eden “entrainment” yani uyumlanma fenomeni etkili olmaktadır. Yaklaşık 120 atım/dakika hızında ritme sahip Arjantin tangosu, işitsel uyaranlarla motor yanıtlar arasındaki koordinasyonu geliştirir ve bilişsel-motor eşzamanlı işlevselliği artırır. Nöropati hastalarında sıklıkla bozulmuş olan bu dual-task (çift görev) yeteneği; yürürken konuşmak gibi eşzamanlı bilinçli ve motor aktivitelerin yapılmasını gerektirir. Dr. Lise Worthen-Chaudhari’nin önderliğinde gerçekleştirilen pilot çalışmada, sosyal dansın ev egzersizlerinden daha yüksek bilişsel katılım sağladığı ve duyusal bütünleşme ile motor denetimle ilişkili beyin bölgelerini olumlu etkilediği gözlemlenmiştir.
Adaptif tango terapisi, katılımcıların sürdürülebilir bir motivasyon kaynağı bulabileceği sosyal ve eğlenceli bir ortam sunar. Bu, monoton fizik tedavi programlarına kıyasla katılım sürekliliğini artırır ve nöroplastisite için gereken uzun vadeli egzersiz alışkanlığının oluşmasına katkıda bulunur. Terapide özellikle denge ve propriosepsiyon (vücut farkındalığı) üzerine meydan okuyucu dans hareketleri kullanılarak eller, ayaklar ve yürüyüş paterni üzerinde odaklanılır. Meme kanseri sonrası kemoterapi gören Aimee Kain gibi katılımcıların beynindeki aktivite, sensörlerle gerçek zamanlı izlenerek sekiz haftalık program öncesi ve sonrası değerlendirilmektedir.
Kemoterapiye bağlı nöropatide somatosensoriyel yolların etkilenmesi, dengeyi koruma ve düşmeyi önlemede önemli olan geri bildirim mekanizmalarını zayıflatır. Kanser tedavisi sonrası hastaların yaklaşık %80’inde bu tür problemler görülmekte olup, bu duruma yönelik tedaviler sadece semptom hafifletmeye değil, sinir fonksiyonlarının temel onarımına odaklanmalıdır. Uyumlanma prensibini kullanan tangolu terapi, duyusal eğitim ve motor koordinasyonu destekleyerek beynin dokunma duyusunu yeniden öğrenmesine olanak tanır. Böylelikle, nörobilim, müzik terapisi ve fiziksel rehabilitasyonun disiplinlerarası bir kesişimini ortaya koyan etkili bir model geliştirilmiştir.
Beş yıllık devam eden klinik araştırma, OSUCCC – James ve Yale Üniversitesi’nden 140 meme kanseri hastasıyla genişletilmekte ve terapinin uzun dönem etkinliği detaylı olarak izlenmektedir. Çalışmada nöropsikolojik testler ve biyomekanik yürüyüş analizleri kullanılarak motor fonksiyon ve bilişsel katılım kalıcılığı ölçülmekte, böylece tango terapisinin kalıcı faydaları kanıtlanmaya çalışılmaktadır. Sağlık alanında bu model, diyabetik nöropati, nörodejeneratif hastalıklar ve yaşlılıkta görülen hareket bozuklukları gibi farklı durumlarda da kullanılması hedeflenen çok yönlü bir rehabilitasyon alternatifi sunmaktadır.
Dr. Worthen-Chaudhari, verilen terapinin sadece sinir fonksiyonlarını değil, aynı zamanda duygusal sağlığı da iyileştirdiğini vurgulamaktadır. Sosyal dans ortamı, izolasyon ve psikososyal yükün sıkça deneyimlendiği geleneksel rehabilitasyon şartlarından farklı olarak, topluluk duygusu ve güçlendirme sağlar. Bu bütünsel yaklaşım, bilişsel ve motor alanların birlikte iyileşmesiyle beyinsel ve davranışsal sistemlerin eşzamanlı rehabilitasyonunu desteklerken, nöropati iyileşmede çok yönlü bir paradigma olarak dikkat çekmektedir.
Uyarlanmış tango seansları, tekrarlanan kalıplı uyaranlarla sinaptik plastisiteyi teşvik edip, sensörimotor kortekste yeniden haritalanmayı sağlar. Elde edilen nörogörüntüleme verileri, propriosepsiyon hassasiyetinde ve postüral stabilitedeki gelişmelerle uyumludur. Ritimle tetiklenen motor çıktının zamansal kesinliğini artıran bu nörofizyolojik temel, aktif uyarımla sinir plastisitesi modelleriyle örtüşmektedir. Ayrıca, tedavi ilaç kullanımına bağımlılığı önleyerek yan etki riskini azaltır ve sürdürülebilir, hasta merkezli bir rehabilitasyon seçeneği sunar.
Araştırmanın önemli sonuçlarından biri de çift görev yeteneğinin yükselmesidir. Bu yetenek bilişsel görevlerle motor aktivitelerin eş zamanlı yürütülmesini ifade eder ve bozukluğu düşme riskini artırarak günlük yaşam bağımsızlığını sınırlar. Tango terapisinin eşsiz katkısı, karmaşık motor diziler ve bilişsel taleplerin (adımları ezberleme, partnerle uyum sağlama gibi) doğal olarak programın içinde yer almasıdır. Pilot veriler, evde yapılan egzersizlerden çok daha fazla iyileşme göstererek onkoloji rehabilitasyonunda multimodal ve etkileşimli stratejilerin önemine dikkat çekmektedir.
Bu çalışmalar ayrıca ritmik hareket terapilerinin nörolojik sağlık alanındaki potansiyel genişletilebilirliğini ortaya koymaktadır. Yaşa bağlı duyusal azalma, diyabetik nöropati ve nörodejeneratif hastalıklar gibi yaygın sağlık sorunlarında da uygulanabilirliği bulunan bu model, düşük maliyetli ve kolay erişilebilir yapısıyla, topluluk temelli sağlık projelerinde motor-kognitif fonksiyonların korunması ve düşme önlenmesi için umut vadetmektedir.
Sonuç olarak, uyarlanmış Arjantin tangosu dans terapisinin yenilikçi entegrasyonu, meme kanseri sonrası kemoterapi bağlı nöropatide karşılaşılan kritik tedavi ihtiyacını karşılamak için nörobilim, fizik tedavi ve müzikolojiyi bir araya getirmektedir. Beynin plastisitesini ritmik uyumlanma ve sosyal katılım yoluyla destekleyen bu yöntem yalnızca fiziksel semptomları hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda psikososyal sağlığı güçlendirerek iyileşme sürecini bütüncül hale getirir. Genişleyen klinik denemelerle bu dans terapisinin standart rehabilitasyon protokollerinde yer alması beklenmekte ve kanser hastaları başta olmak üzere duyusal-motor bozukluk yaşayan bireyler için yaşam kalitesini yükselten bir umut kaynağı olmaktadır.
—
Araştırma Konusu: Meme kanseri sonrası kemoterapiye bağlı nöropati yaşayan hastalarda adaptif Arjantin tangosu dans terapisinin beyin plastisitesi ve motor-duyu fonksiyonlarına etkisi
Makale Başlığı: Adapted Argentine Tango Dance Therapy Shows Promise in Rewiring the Brain to Alleviate Chemotherapy-Induced Neuropathy in Breast Cancer Survivors
Web References:
– https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39584292/
– https://reporter.nih.gov/search/NLmV7j-TOk-h7zlQmJIUhA/project-details/10982211
Resim Credits: The Ohio State University Comprehensive Cancer Center
Anahtar Kelimeler: Fizik tedavi, Meme kanseri, Kemoterapi, Nöropati, Arjantin tangosu, Nöroplastisite, Dans terapisi, Sensorimotor rehabilitasyon, Ritim uyumu, Kanser sonrası iyileşme