Yüksek Destekli Sütyenlerin Sırt Sağlığına Etkisi: Teknik Bir İnceleme

Son yıllarda kadın sporcu sağlığına yönelik önemli adımlar atan bilim insanları, spor sütyenlerinin sadece meme hareketini minimize etmekle kalmayıp aynı zamanda omurga üzerindeki etkilerini de incelemeye başladı. University of Portsmouth’dan yapılan öncü bir çalışma, yüksek destekli spor sütyenlerinin meme hareketini azaltma konusunda etkili olsa da, bu tasarımların omurga üzerine artan mekanik yük bindirerek sırt problemleri ve kronik kas-iskelet ağrısı riskini yükseltebileceğini ortaya koydu. Bu bulgu, uzun süredir spor sütyeni sektöründe hareketin minimize edilmesini önceliklendiren yaklaşımı sorgulatıyor; zira artık meme desteği ile omurga sağlığı arasında hassas bir dengenin bulunması gerektiği anlaşılıyor.

Kadınların fiziksel aktivitelerde meme hareketini kontrol altına alması hem konfor hem de ağrı yönetimi açısından kritik kabul edilmektedir. Yüksek etkili faaliyetlerde, özellikle koşu gibi aktivitelerde memelerin dikey ve yanlara doğru hareketlerinin sınırlandırılması spor sütyenlerinin temel işlevi olarak görülür. Ancak Portsmouth Üniversitesi araştırma ekibi, bu geleneksel bakış açısını ileri teknoloji destekli biyomekanik modellemelerle yeniden değerlendirdi. Amaç, meme hareketinin kısıtlanmasının omurga üzerindeki etkilerinin ne ölçüde olduğunun anlaşılmasıydı.

Araştırmanın merkezinde, kadınlara özgü detaylı anatomik ve dinamik verileri içeren yenilikçi bir kas-iskelet modeli yer aldı. Bu model, meme hareketiyle gövde kinetiğinin ve omurga yüklenmesinin etkileşimini koşu sırasında farklı destek düzeylerinde simüle etti. Hareket yakalama cihazları, zemin tepki kuvveti plakaları ve 3B yüzey tarama sistemlerinin kullanıldığı deneylerde, meme hareketinin tamamen engellendiği spor sütyenlerinde torasik ve lomber omurga üzerinde artan dönme kuvvetleri ve momentleri saptandı. Bu durumun, omurga kaslarında yorgunluğa ve özellikle bel bölgesinde ağrı riskinin yaşanmasına zemin hazırlayabileceği düşünüldü.

Portsmouth Üniversitesi’nden baş araştırmacı Dr. Chris Mills, “Meme hareketinin tamamen kısıtlanması omurgada beklenenden daha fazla yük oluşturuyor” diyerek, spor sütyeni tasarımında meme konforu ile kas-iskelet sağlığı arasında nasıl bir denge kurulması gerektiği konusundaki karmaşıklığa dikkat çekti. Elde edilen bulgular, meme hareketinin tamamen ortadan kaldırılmasının zaten sağlıklı olan omurga yapısını zorlayabileceği sonucunu ortaya koyuyor. Aşırı sıkılaştırma, duruş ve kas kullanımında dengeleri bozarak mikro travmalara neden olabilir.

Bu yeni anlayış, spor sütyeni tasarımında maksimum meme immobilizasyonunun taktiki olarak faydalı olduğu yaygın kabulüne meydan okuyor. Araştırma, ideal spor sütyeninin, meme ağrısı ve doku gerilimini azaltacak, ancak omurgayı aşırı zorlamayacak ölçüde kontrollü meme hareketine izin verecek şekilde tasarlanması gerektiğini işaret ediyor. Bu perspektif, sadece ürün tasarımını değil aynı zamanda kadınların egzersiz sırasında kas-iskelet sağlığına yönelik giyim-teknik çözümler ve klinik uygulamaları da yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor.

University of Portsmouth’un Son 20 yıllık Meme Sağlığı Araştırma Grubu’nun katkılarıyla geliştirilen bu çalışma, meme hareketlerinin omurga mekaniklerine etkisi üzerine önemli bir kavrayış kazandırıyor. Geçmişte meme yer değiştirmesi ve bölgede oluşan rahatsızlıklar üzerine odaklanan pek çok çalışma mevcutken, bu çalışma omurgayı “ikincil” etkiler açısından detaylandırarak bilimsel literatürde bir boşluğu dolduruyor. ‘Sütyen Profesörü’ olarak tanınan Prof. Wakefield-Scurr, bu bulguların sürdürülebilir ve omurga dostu tasarımlar için malzeme bilimi ve biyomekanik alanlarının daha yakın iş birliğine ihtiyaç duyduğunun altını çiziyor.

Araştırma yöntemindeki yeniliklerden biri, katılımcıya özgü kas-iskelet modelleri kullanılmasıyla vücut kaslarının destek varyasyonlarına verdiği tepkilerin ve omurga momentlerinin ayrıntılı olarak hesaplanabilmesi oldu. Böylece, farklı sütyen destekleri altında kas gruplarının ne denli yorulduğu ve hangi bölgelerde daha fazla yüklenme yaşandığı kişisel bazda incelenebildi. Bu tür modellemeler, meme ameliyatı sonrası kişiye özel rehabilitasyon programlarının geliştirilmesinden, bireyin biyomekanik profiline uygun sütyen tasarımına kadar geniş bir uygulama alanına kapı aralıyor.

Araştırma bulguları, meme hareketinin tamamen yok sayıldığı sütyenlerde omurga üzerinde önemli ölçüde artan dönme momentleri tespit etti. Bu artış, bel bölgesinde görülen kas-iskelet bozuklukları açısından potansiyel risk faktörü olarak değerlendiriliyor. Bu durum, sütyen tasarımında bugüne dek maksimum baskı ve immobilizasyonun vazgeçilmez kriterler olarak görülmesine meydan okuyor. Gelecekte, hareketle uyumlu destek bölgeleri ya da dinamize kumaş teknolojilerinin kullanılması tasarımda ön planda olabilir.

Dr. Mills, bu yeni paradigmanın sadece spor giyim ürünleri tasarımını değil, aynı zamanda klinik yaklaşımları da değiştireceğini belirtiyor. “Kadın vücudunun karmaşık biyomekaniğini dikkate alan, ameliyat öncesi rehabilitasyon ve sütyen tasarımını bir araya getiren bütüncül bir anlayışla ilerlemeliyiz.” sözleri, alanların birlikte hareket ettiği multidisipliner bir yaklaşımın önemini vurguluyor. Böylece, kadınların sağlığını destekleyen yenilikçi ürün ve tedavi protokolleri geliştirilmesi mümkün kılınıyor.

Bu araştırmanın önemi, University of Portsmouth’un Meme Sağlığı Araştırma Grubu Bra Test Ünitesi’nin 10. yıl dönümüne denk gelmesiyle daha da artıyor. 8,000’den fazla kadından toplanan ve milyonlarca meme hareket ölçümünü içeren devasa veri seti, spor sütyeni performans kriterlerini şekillendirmekle kalmayıp, kadın biyomekaniği alanında büyük bir boşluğu dolduruyor. Kadın anatomisi ve fizyolojisine özgü egzersiz dinamiklerinin önemi anlaşılmasıyla, bu alandaki araştırmaların artması bekleniyor.

Özetle, University of Portsmouth’dan gelen bu çığır açan çalışma, spor sütyenlerinde meme immobilizasyonunun artmasının omurga üzerindeki biyomekanik yükü beklenmedik şekilde artırabileceğini gösteriyor. Bu durum, yüksek destekli sütyenlerin uzun vadeli omurga sağlığı açısından risk oluşturabileceğine işaret ediyor. Çalışma, spor sütyeni tasarımında memede konfor ve destek ile omurga sağlığının dengeli şekilde korunması gerektiğinin altını çizerek, sektörde köklü bir yeniden düşünüş çağrısında bulunuyor. Gelecekte, kadınların kas-iskelet sağlığını ön planda tutan, hem performansı artıran hem de sağlık risklerini minimize eden yeni sütyenler görebilmek mümkün olacak.

**Araştırma Konusu**: People

**Makale Başlığı**: Modelling Female Breast Motion During Running: Implications of Breast Support on the Spine

**Haberin Yayın Tarihi**: 3-Apr-2025

**Web References**:
– European Journal of Sport Science: https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/ejsc.12290
– University of Portsmouth Research Group in Breast Health: https://www.port.ac.uk/research/research-groups-and-centres/research-group-in-breast-health

**Doi Referans**: 10.1002/ejsc.12290

**Anahtar Kelimeler**: Spinal injuries, breast motion, sports bras, musculoskeletal modeling, biomechanical load, lumbar biomechanical strain, female musculoskeletal health, exercise physiology

0 Votes: 0 Upvotes, 0 Downvotes (0 Points)

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Onkolojideki En Yeni ve Önemli Gelişmeleri Kaçırmayın

E-posta yoluyla paylaşımlarınızı almak için onay veriyorum. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı inceleyin.

Loading Next Post...
Takip Et
Search
ŞU ANDA POPÜLER
Loading

Signing-in 3 seconds...