Amerika Birleşik Devletleri’nin prestijli kanser araştırma kurumu Memorial Sloan Kettering Cancer Center (MSK), kanser biyolojisi ve gelişim bilimlerinde kritik gelişmelere imza atan yeni çalışmalarıyla bilim dünyasında dikkat çekiyor. Hem akut miyeloid löseminin (AML) kalıcılığı ve tedaviye direnç mekanizmalarını çözümleyen hem de erken beyin gelişimi sırasında gerçekleşen gen ekspresyonu dinamiklerini ortaya koyan araştırmalar, kanserin ilerleyişini ve hastalıkların temelini anlama yönünde büyük adımlar olarak kabul ediliyor. Ayrıca, MSK’nin orta yaşta görülen sağlık problemlerinin kanser riskiyle ilişkisini inceleyen epidemiyolojik araştırması, halk sağlığında erken tanı ve risk yönetiminde yeni ufuklar açıyor. Klinik alandaki diğer önemli katkı ise, NTRK gen füzyonlarının hedeflendiği larotrektinib adlı ilacın FDA’dan tam onay alması sürecine öncülük etmeleri oldu.
MSK’de görev yapan Dr. Alex Kentsis ve ekibi, AML’nin tedavi sürecinde nüksetmesini sağlayan, sinsi ve nadir bulunan ‘kansere kök hücre’ popülasyonunu ortaya çıkardı. Bu bulgu, AML’nin neden tedaviye rağmen geri döndüğünü anlamada kritik bir rol oynuyor. Geleneksel tanı yöntemlerinin tespit etmekte zorlandığı bu ‘uyku halinde’ bulunan lösemi kök hücreleri (LKO), kemoterapi ve ilaç tedavilerinden etkilenmiyor. Bu hücrelerin sessizliğini koruyan ve kanser hücrelerini tedaviye dirençli hale getiren moleküler hedeflerin belirlenmesini gerektiren bu durum, yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde önemli bir engel teşkil ediyor.
Yapılan tek hücre analizleri ve moleküler profilleme çalışmaları, bu sessiz kanser kök hücrelerinin işleyişinde anahtar rol oynayan bazı transkripsiyon faktörlerini tanımladı. Araştırmanın öncülerinden Dr. Sumiko Takao’nun da katkılarıyla yapılan kapsamlı incelemelerde JUN adlı transkripsiyon faktörü, bu kök hücrelerin oyun dışı kalmasını ve ilaç direncini sağlamada kilit faktör olarak belirlendi. JUN faktörünün bu işlevi, önceden ihmal edilen ‘uyku halindeki hücreler’ konseptine odaklanarak terapötik müdahalelerde yeni yollar açıyor. Bununla birlikte, MYB adlı başka bir transkripsiyon faktörünün de ilaç geliştirme süreçlerinde önemli hedeflerden biri olması, AML tedavisinde bu alandaki ilerlemelerin hızlanacağına işaret ediyor.
Dr. Kentsis, AML tedavisinde quiescence yani hücrelerin uyku halini sürdürebilmesinin fazla göz ardı edilen direnç mekanizmalarından biri olduğunu vurguluyor. Bu nedenle, AML kök hücrelerinin sessiz kalmasını önleyecek moleküler yolların hedef alınması, hastaların tedavi sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirebilir. Nature Communications’da yayımlanan bu çalışma, tedavilerde daha önce yeterince önem verilmeyen kanser kök hücrelerinin duyarlılığını artırmak adına yeni ufuklar ortaya koyuyor ve AML nükslerinin önlenmesinde radikal değişiklikleri tetikliyor.
MSK araştırmacıları, kanser çalışmaları dışında erken beyin gelişimine dair olağanüstü bir bilimsel harita sunuyor. Dr. Eric Brooks ve Dr. Jennifer Zallen liderliğinde yürütülen proje, kemirgen embriyolarında kranyal sinir plakası ile başlayan ve beyin tüpünün kapanmasıyla sona eren beyin morfogenezi sürecini tek hücre RNA dizileme teknolojisiyle derinlemesine analiz ediyor. Bu teknik, hücrelerin morfolojik değişimlerini ve gen ifade paternlerini saniye saniye gözlemleyerek gelişim biyolojisinde benzersiz çözünürlük sağlıyor.
Araştırma, embriyonik gelişimin altı farklı aşamasını mercek altına alan bir gen ekspresyon haritası oluşturdu. Böylece beyin gelişimi sırasında hangi genlerin hangi zaman ve mekanda aktif olduğu net olarak ortaya kondu. Bilinen gelişim genlerinin aktiviteleri doğrulanırken, aynı zamanda beyin biçimlendirmesinde rol alabileceği düşünülen yeni gen adayları da tanımlandı. Bu bulgular, sinir tüpü oluşumu ve beyin dokusunun şekillenme sürecindeki moleküler mekanizmaların daha iyi anlaşılması için önemli bir kaynak sunuyor.
Çalışmada, embriyonik gelişimde hücre kaderinin belirlenmesinde ve mekânsal düzenin korunmasında kilit rol oynayan Sonic Hedgehog (Shh) sinyal yolunun önemi de net biçimde vurgulandı. Bu bulgu, gelişim süreçleriyle ilgili hipotezlerin sınırlı olduğu ve klinik anomalilerin temelinde yatan moleküler yolların anlaşılmasında önemli bir referans oluşturuyor. Dr. Dana Pe’er’in bilgisayar bilimleri laboratuvarıyla gerçekleştirilen işbirliği sayesinde, veri analizleri ileri düzey algoritmalarla desteklenerek güvenilir ve kapsamlı sonuçlara ulaşıldı. Çalışma eLife dergisinde yayımlanarak gelişim biyolojisi ve nörobilim alanında dönüm noktası olarak değerlendirildi.
MSK’nin bir başka önemli katkısı ise, 55-74 yaş aralığında yaklaşık 130.000 bireyin yer aldığı Prostat, Akciğer, Kolorektal ve Over (PLCO) kanser tarama çalışmasına dayanan epidemiyolojik verilerle gerçekleştirildi. Bu büyük kohort çalışmasında, yaşamın orta döneminde ortaya çıkan solunum yolu, kardiyovasküler, metabolik ve karaciğer rahatsızlıklarının belli kanser tipleriyle ilişkisinin detayları ilk kez kapsamlı biçimde ele alındı. Analizler, karaciğer hastalığı olan bireylerde karaciğer kanseri riskinin oldukça arttığını ortaya koydu.
Metabolik bozukluklar, özellikle tip 2 diyabet ve obezite gibi durumlar, bazı kanser türlerinde riski yükseltirken diğerlerinde riskin azaldığını gösteren karmaşık ilişkiler taşıyor. Bu, vücuttaki metabolik ve inflamatuar ortamların kanser oluşumu üzerindeki etkilerinin organ-spesifik ve sistemik düzeyde farklılaştığını kanıtlıyor. Araştırmanın baş epidemiyoloğu Jessica Lavery, bu bulguların klinik uygulamalarda kişiye özel kanser tarama programlarının geliştirilmesini mümkün kılacağı görüşünde. Böylece, eşzamanlı sağlık sorunları dikkate alınarak erken teşhis ve önleyici tedavi imkanları artırılabilir.
MSK’nin klinik araştırma altyapısı, NTRK gen füzyonlarını hedef alan larotrektinib (Vitrakvi®) adlı moleküler tedavinin FDA’dan tam onay almasına büyük katkı sağladı. Nisan 2025’te verilen bu onay, larotrektinib’in farklı dokulardan kaynaklanan tümörlerde, yalnızca genetik biyobelirteçlere dayanarak kullanıldığı ilk tam onay örneği oldu. Bu durum, tümör histolojisine bakılmaksızın moleküler hedef odaklı tedavi anlayışında önemli bir dönüm noktasıdır.
İlacın 2018’de hızlandırılmış onay alması da bir ilkti; MSK’da görev yapan Dr. Alexander Drilon ve Erken İlaç Geliştirme Servisi’nin klinik çalışmaları, larotrektinib’in çocuk ve yetişkin hastalarda gösterdiği kalıcı ve güçlü yanıtları ayrıntılı biçimde belgeledi. Dr. Drilon’a göre tam onayın alınması, larotrektinib’in avantajlarının onaylanması anlamına gelmekle kalmayıp, diğer düzenleyici kurumların da benzer kararlar almalarını teşvik edecek. Bu gelişme, moleküler bazlı, tümör tipi ayrımı gözetmeyen terapötiklerin önünü açarak kanser tedavisinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
MSK’nin kanser biyolojisi, gelişim biyolojisi, epidemiyoloji ve klinik araştırmaları birbiriyle entegre şekilde, kanserin moleküler temellerinin anlaşılmasında ve tedavi paradigmalarının evriminde güçlü etkiler yaratıyor. Bu multidisipliner yaklaşım, hem hastalık mekanizmalarını daha derinlemesine anlama hem de kişiye özel sağlık hizmetleri sunmada önemli örnek teşkil ediyor. Elde edilen bulgular, bilim ve tıp dünyasında yankı bulmaya devam ederken, hastaların yaşam kalitesi ve tedavi başarısını artırma yolunda umut vaat eden gelişmeler olarak değerlendiriliyor.
—
Araştırma Konusu:
Akut miyeloid löseminin kalıcılığı ve tedavi direnci altında yatan moleküler mekanizmalar; memeli erken beyin gelişiminde gen ekspresyonu dinamikleri; orta yaşta görülen sağlık sorunları ile kanser riski arasındaki epidemiyolojik bağlantılar; NTRK gen füzyonlarını hedef alan yeni moleküler kanser terapötiklerinin klinik gelişimi.
Makale Başlığı:
Memorial Sloan Kettering Cancer Center Uncovers Key Regulators of Leukemia Stem Cell Quiescence, Maps Early Brain Development, Reveals Midlife Cancer Risk Factors, and Advances Targeted Therapy Approval
Haberin Yayın Tarihi:
Nisan 2025
Web References:
– Nature Communications AML çalışması: https://www.nature.com/articles/s41467-025-58370-9
– eLife beyin gelişimi çalışması: https://elifesciences.org/articles/102819
– JAMA Network Open epidemiyoloji çalışması: https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2832233
– FDA larotrektinib onayı: https://www.bayer.com/en/us/news-stories/approval-of-vitrakvi
Resim Credits:
Memorial Sloan Kettering Cancer Center
Anahtar Kelimeler:
akut miyeloid lösemi, kansere kök hücreler, AML tedavi direnci, tek hücre analizi, transkripsiyon faktörü JUN, gelişim biyolojisi, sinir tüpü oluşumu, Sonic Hedgehog sinyal yolu, epidemiyoloji, kanser riski, orta yaş hastalıkları, tip 2 diyabet, obezite, karaciğer hastalığı, larotrektinib, NTRK füzyonları, hedefe yönelik tedavi, moleküler onkoloji, klinik araştırma, FDA onayı.