Meme Kanserinde PAINT: İlk İnsan Güvenlik Çalışması

Kanser tedavisinde devrim yaratabilecek yenilikçi bir çalışma kapsamında, meme kanseri hastalarında kullanılan cerrahi tedavi sonrası lokal nüks riskini azaltmayı hedefleyen Plazma Adjuvan İntra-operatif Tedavi (PAINT) adlı yaklaşım, insan üzerinde ilk kez klinik denemelerde test edilmeye başlandı. Bu tedavi yöntemi, non-termal plazma (NTP) teknolojisini kullanarak, yüksek reaktif ajanlar ve iyonize partiküllerden oluşan gaz yapısının kanserli hücrelerin yok edilmesinde sağladığı avantajları cerrahi esnasında doğrudan uygulama fırsatı sunuyor. Geleneksel tedavilerin sınır noktasına ulaştığı memedeki lokal nüks problemini aşmayı amaçlayan PAINT, kanser cerrahisi sonrası mikroskobik düzeyde kalan tümör hücrelerini hedef alarak başarı oranlarını iyileştirebilecek etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor.

Meme kanseri, dünya genelinde en sık görülen malignitelerden biri olmaya devam ederken; lumpektomi ve ardından uygulanan radyoterapi, meme koruyucu cerrahi açısından standart tedavi yaklaşımları arasında yer alıyor. Ancak, cerrahi ve radyoterapiye rağmen hastaların yaklaşık %15–20’sinde 10 yıl içinde lokal nüks görülmekte ve bu durum, ek tedavi yöntemleri geliştirilmesinin önemini ortaya koymaktadır. İşte bu noktada non-termal plazmanın intra-operatif dönemde kullanılması, cerrahi sırasında tümör yatağına doğrudan uygulanabilen, çevre sağlıklı dokulara zarar vermeden mikroskobik tümör kalıntılarını hedef alan yenilikçi bir tamamlayıcı tedavi olarak dikkat çekiyor.

Klinik çalışma, Amerikan Klinik Denemeler Kayıt Sistemi’nde (ClinicalTrials.gov) NCT06222788 numarasıyla kaydedildi ve güvenlik ile tolere edilebilirlik profilini araştırmak amacıyla 3+3 doza yükseltme tasarımıyla yürütülmekte. Üç farklı hasta grubunu içeren çalışma,; dış ortamda tümör yatağına uygulanan plazma tedavisi, tedavi sonrası doku çıkarımı; cerrahi esnasında tümör yatağına plazma uygulaması ve ardından tam doku çıkarımı; son olarak da cerrahi sırasında plazma uygulaması yapılarak kısmı doku bırakılması şeklinde planlandı. Böylece hem sağlıklı hem de kanserli dokudaki biyolojik etkiler ayrıntılı olarak incelenebilecek.

Non-termal plazma, fiziksel ve kimyasal etkileri nedeniyle klasik kanser tedavilerinden farklı bir yol izlemektedir. NTP’nin içerdiği reaktif oksijen ve azot türleri, kanser hücrelerinde selektif olarak oksidatif stres oluşturarak apoptozu tetikler ve hücre çoğalmasını engeller. Üstelik bu işlemler, dokuya termal hasar vermeden oda sıcaklığında gerçekleştirilmektedir. Bu da özellikle estetik ve fonksiyon açısından hassas olan meme dokusunda operasyon sonrası görünüm ve işlevi korumayı mümkün kılarak intra-operatif yeni bir lokal tümör kontrol yöntemi olarak plazmayı öne çıkarıyor.

Çalışmanın birincil hedefi, cerrahi esnasında uygulanabilecek en yüksek plazma dozunu belirlemektir. Bunun için; doz sınırı toksisiteler, tedaviye bağlı yan etkiler ve laboratuvar bulgularındaki değişiklikler üç ay boyunca titizlikle takip edilecektir. Ayrıca yan etkiler, CTCAE v5.0 (Ortak Terminoloji ile Advers Etki Ölçütü) standardına göre raporlanacak ve böylece uluslararası veri karşılaştırılabilirliği sağlanacaktır. Sadece güvenlik değil, aynı zamanda cosmetic yani estetik sonuçlar da incelenerek, hastaların yaşam kalitesi ve memnuniyet düzeyi göz önünde bulundurulacak.

Çalışmada hasta merkezli yaklaşım kapsamında yaşam kalitesi anketleri ile ameliyat sonrası meme dokusundaki doku yapısı ve görünüm değişiklikleri fotoğrafik olarak belgelenmektedir. Kanser tedavisinde sağkalım oranlarının artmasıyla birlikte estetik sonuçların önemi de artarken; bu çalışma, hasta memnuniyeti ve yaşam kalitesi açısından önemli bilgiler sağlamayı amaçlamaktadır. Böylece geleneksel klinik sonuçların yanı sıra, güzellik ve fonksiyonel açıdan da tedavinin etkileri detaylı olarak değerlendirilmiş olacak.

Uygulanan plazmanın doku üzerindeki biyolojik etkileri, histolojik ve moleküler analizlerle yapılan laboratuvar çalışmalarıyla ortaya konmaktadır. Plazma ile işlem gören tümörlü ve sağlıklı dokulardaki değişiklikler kontrol örneklerle karşılaştırılarak, plazmanın kanser hücresi öldürme mekanizmaları ve yara iyileşmesindeki olası rolleri detaylandırılacaktır. Bu bilgi, ileri aşamalarda tedavi parametrelerinin optimize edilmesi için temel oluşturacaktır.

Son dönemde onkolojide fiziksel bilimlerin sunduğu yenilikçi teknolojilerin entegrasyonuna yönelik artan ilgi, plazma tedavisinin klinik uygulamalara daha hızlı geçmesini sağlıyor. Plazma tedavisi, cerrahi süresini uzatmadan, sistemik toksisite riskini arttırmadan kullanılabilirliğiyle kanser cerrahisinde gelecekte çığır açabilecek önemli bir araç olarak görülüyor. Hastaların genel sağlık durumu ve estetik beklentileri gözetilerek geliştirilen bu tedavi modeli, lokal nüksle mücadelede yeni bir dönemin kapısını aralayabilir.

Daha önceki deneysel ve hayvan modeli çalışmalarında plazmanın, farklı tümör tiplerinde kanser hücrelerinin canlılığını bozduğu ve apoptosis (programlanmış hücre ölümü) mekanizmalarını aktif ettiği gözlemlenmiştir. Bu klinik çalışma ise NTP’nin insan dokusunda güvenli ve yan etkisiz uygulanabilirliğini ilk kez ortaya koymayı amaçlayarak, kanser tedavisinin paradigmasını dönüştürme potansiyeli taşımaktadır.

Böylesi lokal ve cerrahi esnasında uygulanan bir yöntem, sistemik kemoterapilerin yol açtığı yan etkilerden uzak kalmayı sağlayarak, sağlıklı uzak organlar üzerindeki zararları en aza indirir. Bu lokal ve hedefe yönelik tedavi yaklaşımları, meme kanserinde olduğu gibi birçok solid tümör ameliyatlarında kullanılabilecek ve bu sayede tedavi sonrası nüks oranlarını önemli ölçüde düşürme şansı doğacaktır.

Çalışmada hasta alımı aşamasında tüm etik kurallar titizlikle uygulanmakta ve katılımcılardan bilgilendirilmiş onam alınmaktadır. Klinik araştırmaların hasta güvenliğini önceliklendirmesi gerektiğinin bilinciyle, tedavi sırasında ortaya çıkabilecek tüm istenmeyen etkiler şeffaflıkla raporlanacak ve bilimsel çevrelerle paylaşılacaktır. Bu, hem katılımcıların haklarının korunması hem de gelecekteki araştırmaların güvenliği için kritik önemdedir.

Plazma tıbbı denilen yeni bilim dalının, dermatoloji, yara iyileşmesi ve şimdi de kanser tedavisindeki uygulamalarının hızla genişlemesi; tedavi yaklaşımlarında köklü değişiklikler yaratmaktadır. PAINT çalışmasının başarıyla tamamlanması durumunda, plazma tabanlı teknolojilerin klinikte rutin uygulanabilirliği artarak, hastalıkların yok edilmesi ve dokuların iyileştirilmesi sürecinde devrim yaratılabilir.

Bu öncü çalışma sonrasında elde edilecek veriler, ilerleyen aşamalarda lokal nüksü önlemede, genel sağkalımı iyileştirmede ve uzun vadeli estetik sonuçlarda etkinliği değerlendiren daha kapsamlı faz II ve III klinik denemeleri için önemli bir altyapı sağlayacaktır. Non-termal plazma tedavisinin, standart cerrahi ve radyoterapi ile kombine kullanıldığında meme kanserinde yeni bir tedavi paradigmasının temelini oluşturması beklenmektedir.

Özet olarak, meme kanseri tedavisinde cerrahi sonrası kullanılan ilk kez insanlarda test edilen non-termal plazma teknolojisi ile yürütülen PAINT çalışması; güvenlik, tolere edilebilirlik, etkiler ve kozmetik sonuçlar açısından sistematik bir değerlendirme yaparak kanser cerrahisi ve hastaların yaşam kalitelerinde önemli bir ilerlemenin önünü açabilir. Tıp ve bilim dünyası, bu yenilikçi yaklaşımın sonuçlarını merakla beklemekte ve geleceğin kanser tedavisinde standart uygulama haline gelme potansiyelini yakından takip etmektedir.

Araştırma Konusu:
Non-termal plazma (NTP) teknolojisinin meme kanseri hastalarında lumpektomi sonrası tümör yatağına intra-operatif adjuvan tedavi olarak uygulanmasıyla lokal nüks riskinin azaltılması ve tedavinin güvenlik ve tolere edilebilirliğinin değerlendirilmesi.

Makale Başlığı:
Breast cancer PAINT: a first-in-human, dose-escalation study to determine the safety of Plasma Adjuvant INtra-operative Treatment in breast cancer patients.

Web References:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14153-5

Doi Referans:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14153-5

Resim Credits:
Scienmag.com

Anahtar Kelimeler:
meme kanseri, klinik araştırma, kanser tedavisi, intra-operatif tedavi, non-termal plazma, lokal nüks, lumpektomi, radyoterapi, plazma tıbbı, adjuvan tedavi, klinik deneme, erken evre klinik çalışma

0 Votes: 0 Upvotes, 0 Downvotes (0 Points)

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Onkolojideki En Yeni ve Önemli Gelişmeleri Kaçırmayın

E-posta yoluyla paylaşımlarınızı almak için onay veriyorum. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı inceleyin.

Loading Next Post...
Takip Et
Search
ŞU ANDA POPÜLER
Loading

Signing-in 3 seconds...