Son zamanlarda yayımlanan kapsamlı bir retrospektif çalışmada, kronik hepatit B virüsü (HBV) enfeksiyonunun ağız skuamöz hücreli karsinom (OSCC) hastalarında hayatta kalma oranlarını olumsuz yönde etkilediği doğrulandı. Çin’in Sun Yat-sen Üniversitesi Ağız Hastanesi’nde on yıl süren ve tam 1.373 hastanın değerlendirildiği araştırma, viral enfeksiyonların kanser prognozu üzerindeki etkisini anlamada yeni ufuklar açtı. Özellikle HBV’nin sadece karaciğer kaynaklı hastalıklarda değil, baş ve boyun kanserlerinde de önemli rol oynadığı ortaya kondu.
Ağız skuamöz hücreli karsinom, tüm dünyada baş ve boyun kanserleri arasında en yaygın görülen tipi temsil eder. Hızlı ilerlemesi ve yüksek morbiditesiyle tanınan bu kanser, tedavi süreçlerinde zorluklar yaratmaktadır. Hepatit B virüsünün karaciğer hastalıkları ve hepatoselüler karsinom ile ilişkisi uzun yıllardır bilinse de, HBV’nin OSCC gibi karaciğer dışı malignitelerdeki etkisi tartışma konusu olmuş, bu konuda net klinik veriler oldukça kısıtlı kalmıştır.
Araştırma ekibi, hastaların aktif HBV enfeksiyon durumunu belirlemek için hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) testi yaptı. Yaş, cinsiyet ve hastalık evresi gibi kritik değişkenlere göre özdeşleştirme (propensity score matching) yöntemini kullanarak, virüs pozitif ve negatif grupların klinik sonuçlarını karşılaştırdı. Bu titiz yaklaşım, diğer faktörlerin etkisini en aza indirerek HBV’nin OSCC üzerindeki gerçek etkisini ortaya koydu.
Çalışmada, hastaların %12’sinin HBV pozitif olduğu saptandı ve bu hastaların çoğunluğunun 60 yaş altı genç bireylerden oluşması dikkat çekti. Bu durum, HBV enfeksiyonunun genç yaşlarda enfekte olanlarda kanser gelişimini hızlandırabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Yaşa göre dağılımın bu şekilde olması, tarama ve tedavi stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesini gerektirebilir.
Survival analizi sonuçları, HBV taşıyan OSCC hastalarının 5 yıllık genel sağkalım (OS) ve hastalık nükssüz sağkalım (DFS) oranlarının HBV negatif hastalara kıyasla anlamlı şekilde daha düşük olduğunu gösterdi. Özellikle ileri evre hastalık ve servikal lenf nodu metastazı bulunanlarda bu fark daha belirgin idi. Bu durum, HBV enfeksiyonunun OSCC hastalarının prognozunu daha da kötüleştiren önemli bir risk faktörü olduğunu vurguladı.
Multivariate analizle desteklenen bulgularda, HBsAg negatifliğinin yani aktif HBV enfeksiyonu bulunmamasının, ölüm riskini yarı yarıya azalttığı ve hastalık nüks riskini düşürdüğü ortaya çıktı. Bu istatistiksel sonuçlar, HBV durumunun OSCC’de bağımsız koruyucu bir prognostik belirteç olduğunu göstererek, viral enfeksiyonun kanser takibinde mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini gösterdi.
Çalışmanın en dikkat çekici sonuçlarından biri ise HBV pozitif OSCC hastalarında yapılan elektif boyun diseksiyonunun sağkalım üzerinde olumlu etkisi oldu. Boyun diseksiyonu, etkilenen lenfatik dokuların cerrahi olarak çıkarılması anlamına gelir ve HBV pozitif hastalarda sağkalımı artıran bağımsız bir koruyucu faktör olarak belirlendi. Bu, cerrahi kararların viral enfeksiyon durumuna göre yeniden şekillenmesi gerektiğini işaret ediyor.
Aynı zamanda, invazyon derinliği (DOI) ve patolojik nodal durum gibi bilinen risk faktörleri OSCC prognozunu olumsuz yönde etkilemeye devam etti. Bu bulgu, tümör özellikleri ile viral enfeksiyonun bir arada OSCC hastalarının sağkalımını belirleyen çok faktörlü bir mekanizma oluşturduğuna işaret ediyor.
Çalışma, klinik açıdan HBV taramasının OSCC hastalarında rutin hale getirilmesini öneriyor. Özellikle kemoterapi ve immünoterapi tedavileri sırasında HBV reaktivasyonunun önlenmesi için tedavi öncesi viral durumun bilinmesi hayati önem taşıyor. Proflaktik antiviral tedavi ve serolojik takibin tüm tedavi sürecinde uygulanmasının, sadece karaciğer fonksiyonunu korumakla kalmayıp, cancer davranışını da olumlu etkileyebileceği belirtiliyor.
Araştırmada kullanılan geniş hasta kitlesi ve on yıllık takip süresi, bulgulara ciddi bir klinik ağırlık kazandırsa da, gelecekte prospektif çalışmalar ve moleküler mekanizmaların aydınlatılmasına yönelik araştırmaların önemine vurgu yapıldı. HBV’nin OSCC tümör gelişimi, bağışıklık sistemi manipülasyonu veya mikroçevre düzenlemesi üzerindeki etkilerinin anlaşılması, yeni tedavi hedeflerine kapı aralayabilir.
Bu sonuçlar, özellikle HBV’nin yaygın olduğu bölgelerde ağız kanseri hastalarının tanı ve tedavi süreçlerinde viral enfeksiyonun göz önünde bulundurulmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. Enfeksiyon taramalarının entegre edildiği multidisipliner kanser yönetimi modelleri, OSCC ve HBV birlikte görülen hastalardaki ölüm oranlarının azaltılmasında etkili olabilir.
HBV’nin sadece karaciğer değil, ağız kanseri gibi ekstrahepatik malignitelerde de önemli bir etmen olduğuna ilişkin hipotez güçleniyor. Bu viral enfeksiyonun kronik inflamasyon, bağışıklık düzenlenmesi ve doğrudan onkojenik etkiler yoluyla tümör hacmini ve yayılımını artırabileceği düşünülüyor. Bu anlayış, onkoloji ve viroloji uzmanlarının daha yakın iş birliğini zorunlu kılıyor.
Sonuç olarak, hepatit B virüsü enfeksiyonunun ağız skuamöz hücreli karsinomun klinik seyri üzerinde belirleyici bir prognostik faktör olduğu net bir şekilde ortaya kondu. HBV pozitif hastalarda yapılacak rutin taramalar, serolojik izlemeler ve uygun cerrahi müdahaleler, tedavi başarı oranlarını ve hasta yaşam kalitesini yükseltebilir. Bu çalışma, kronik enfeksiyonların kanser tedavisinde ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.
Kanser ve enfeksiyon ilişkisine dair bu tür büyük ölçekli analizler, multidisipliner ve kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının önünü açıyor. Viral enfeksiyon durumları, sadece tanı değil terapötik kararları da doğrudan etkileyen temel parametrelerden biri haline gelmekte. Bu yeni perspektif, kanserle mücadelede umut verici gelişmeler vaat ediyor.
—
Araştırma Konusu:
Hepatit B virüsü enfeksiyonunun ağız skuamöz hücreli karsinom hastalarında klinik seyri ve sağkalım üzerindeki etkilerinin retrospektif olarak incelenmesi.
Makale Başlığı:
Clinical correlation and survival analysis of hepatitis B virus infection in oral squamous cell carcinoma: a retrospective study of 1373 patients.
Web References:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14188-8
Doi Referans:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14188-8
Resim Credits:
Scienmag.com
Anahtar Kelimeler:
kanser ilerlemesi ve viral enfeksiyonlar, kronik HBV enfeksiyonu ve OSCC, ekstrahepatik maligniteler ve hepatit B, HBsAg seropozitifliği, baş ve boyun kanseri sağkalım oranları, hepatit B virüsünün kanser sağkalımına etkisi, entegre kanser tarama stratejileri, ağız kanseri morbiditesi, HBV pozitif hastaların onkoloji yönetimi, oral skuamöz hücreli karsinom prognozu, retrospektif HBV ve kanser çalışması, viral enfeksiyonlar ve kanser sonuçları