50 Yaş Altı Genç Yetişkinlerde Nedeni Belirsiz İnme Riskinde Geleneksel Olmayan Faktörlerin Önemi Artıyor
Son dönemde yapılan geniş çaplı bir araştırma, 50 yaş altındaki genç yetişkinlerde görülen nedeni bilinmeyen iskemik inme vakalarının, klasik risk etmenleri yerine migrenle ilişkili aura, karaciğer hastalıkları ve kanser gibi geleneksel olmayan faktörlerle daha sık ilişkilendirilebileceğini gözler önüne serdi. Avrupa merkezli çok merkezli SECRETO çalışmasının sonuçları, inmenin temel nedenleri arasında uzun yıllardır odaklanılan hipertansiyon, diyabet ve sigara gibi faktörlerin rolünün bazı alt gruplarda görece azaldığını, bunun yerine kalpte bulunan ve genellikle asemptomatik olan patent foramen ovale (PFO) gibi anatomik anormalliklerle ilişkili farklı risk profillerinin öne çıktığını ortaya koydu.
Patent foramen ovale, doğumdan kısa süre sonra kapanması gereken kalbin üst odacıkları arasında kalan küçük bir açıklıktır. Ortalama toplumda yaklaşık %25 oranında bu yapı kalıcı olarak açık kalmaktadır. Genellikle herhangi bir sağlık sorununa yol açmayan bu durumun, nedeni bilinmeyen iskemik inme olgularında risk artırıcı bir faktör olduğu bilinse de, PFO’nun inme patogenezindeki tam rolü hala netlik kazanmamıştı. SECRETO çalışması, PFO’nun varlığına göre alt gruplandırılan hastalarda risk faktörlerinin etkisini ayrıntılı şekilde inceleyerek, bu konudaki belirsizliği önemli ölçüde giderdi.
Araştırmada, 18 ile 49 yaşları arasındaki binin üzerindeki bireylerin verileri analiz edildi. İnme geçirmiş ve aynı yaş aralığında olup inme geçirmemiş kontrol grupları eşit sayıda tutuldu. Katılımcıların medyan yaşı 41, kadın oranı yaklaşık %45 civarındaydı. Çalışmada hipertansiyon, obezite, sigara kullanımı, tip 2 diyabet gibi 12 geleneksel risk faktörü ile migrenli aura, kronik karaciğer hastalığı, maligniteler, venöz tromboembolizm gibi 10’a yakın geleneksel olmayan risk etmeni değerlendirildi. Ayrıca kadınlara özgü olan gebelik komplikasyonları ve gestasyonel diyabet gibi beş risk faktörü de analiz edildi.
Çalışmanın en önemli bulgularından biri, PFO bulunan kişilerin inme riskinde, geleneksel risk etmenlerinin nispeten daha az etkili olmasıdır. Bu grupta, her bir klasik risk faktörü inme riskini yalnızca %18 oranında artırırken, geleneksel olmayan riskler iki kattan fazla inme risk artışıyla ilişkilendirildi. Buna karşılık, PFO’su olmayanlarda geleneksel risk faktörleri inmenin yaklaşık %65 oranındaki riskini oluştururken, geleneksel olmayan faktörler sadece %27 oranında etkili oldu.
Migrenle ilişkili aura, geleneksel olmayan risk faktörleri arasında en güçlü etkiye sahip bulundu. PFO sahibi bireylerde migrenli aura, inmenin yaklaşık yarısına tekabül eden bir risk oluşturdu. PFO bulunmayanlarda ise migrenin etkisi daha sınırlı kaldı, ancak önemini korudu. Bu sonuç, sağdan sola şant yaparak embolinin beyine ulaşmasına zemin hazırlayan PFO’nun migrenle ilişkili inme mekanizmasında kritik bir rol oynadığı hipotezini destekler nitelikte.
Çalışma ayrıca özellikle kadınlarda, gebelik ve doğum gibi özel fizyolojik süreçlerden kaynaklanan risklerin inme üzerindeki etkilerini de ortaya koydu. Gebelik komplikasyonları ve gestasyonel diyabet gibi kadınlara özgü faktörlerin, diğer tüm risklerden bağımsız olarak inme riskini %70 oranında arttırdığı saptandı. Bu bulgu, genç kadınlarda inme profilinin değerlendirirken üreme ve hormonal risklerin göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyor.
Geleneksel risk faktörleri, özellikle PFO bulunmayan bireylerde halen önemli bir tehdittir. PFO’su olmayanlarda her ek risk faktörü, inme riskinde %41 oranında artışa yol açtı. Bu nedenle, yüksek riskli bu gruba yönelik mevcut koruyucu önlemlerin sürdürülmesi önemlidir. Ancak PFO’lu hastalarda ise klasik risk modeli yeterli olmayabilir ve migren, malignite gibi farklı parametrelerin dikkatle izlenmesi gerekebilir.
Elbette, çalışma birtakım kısıtlamalara sahiptir. SECRETO verilerine dayalı bir gözlemsel analiz olması nedeniyle doğrudan nedensel ilişkiler kurulamamakta; ayrıca migren ve bazı eşlik eden hastalıklarla ilgili veriler özbildirimlere dayandığı için doğruluk sorunu yaşanabilir. Ayrıca araştırmaya ağırlıklı olarak Avrupa kökenli bireylerin katılması, sonuçların daha etnik olarak heterojen toplumlara genellenmesini sınırlamaktadır.
Bu bulgular, genç erişkinlerde nedeni bilinmeyen inmelerin çok boyutlu ve heterojen bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. PFO varlığına bağlı farklı risk profilinin tanımlanması, özellikle migrenle ilişkili aura gibi geleneksel dışındaki faktörlerin klinik değerlendirmede daha fazla dikkate alınmasını gerektiriyor. Böylece, kalp görüntüleme ve kapsamlı risk belirleme protokollerinin entegre edildiği kişiselleştirilmiş koruyucu stratejiler geliştirilebilir.
Bununla birlikte, bu karmaşık risk yelpazesi multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyor. Nörologlar, kardiyologlar ve pratisyen hekimlerin iş birliği ile hastaların ayrıntılı bir değerlendirmesinin yapılması, migren, PFO ve diğer olağandışı risklerin kontrol altına alınmasında kritik önem taşır. Böylece gençlerde inme tekrarı önlenebilir ve yaşam kalitesi artırılabilir.
Araştırma, ileride bu risk faktörleri arasındaki mekanistik bağları keşfetmeyi sağlayacak daha büyük prospektif çalışmalar için bir temel sunuyor. Migrenli aura ile ilişkili pıhtılaşma mekanizmaları, kalpteki şant etkisi ve damar duvarındaki değişiklikler gibi biyolojik süreçlerin detaylandırılması, yenilikçi tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini mümkün kılabilir.
Klinisyenler bu önemli bilgileri hastalarına aktararak, özellikle nedeni açıklanamayan genç erişkin inme olgularında migren öyküsü ve PFO değerlendirmesinin rutin hale getirilmesini sağlamalıdır. Ayrıca, PFO kapama prosedürlerinin gerekliliği ve faydaları konusunda bilinç artırmak, uygun hastaların belirlenmesine ve tedavi sürecinin optimize edilmesine katkıda bulunabilir.
Sonuç olarak, SECRETO çalışmasının verileri, gençlerde kriptojenik iskemik inmelerin risk değerlendirmesinde geleneksel kalıpların dışına çıkılması gerektiğini vurguluyor. PFO’yla bağlantılı risk unsurlarının tespiti, klinik yaklaşımlarda paradigmaların değişmesini ve kişiye özel tedavi planlarının ön plana çıkmasını sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
—
Araştırma Konusu:
50 yaş altı genç erişkinlerde kriptojenik iskemik inme risk faktörlerinin, patent foramen ovale (PFO) varlığına göre modifiye edilmesi
Makale Başlığı:
Burden of Modifiable Risk Factors in Young-Onset Cryptogenic Ischemic Stroke by High-Risk Patent Foramen Ovale
Haberin Yayın Tarihi:
17 Nisan 2025
Web References:
https://www.stroke.org/en/about-stroke/types-of-stroke/ischemic-stroke-clots
https://www.stroke.org/en/about-stroke/types-of-stroke/cryptogenic-stroke
https://www.heart.org/en/health-topics/congenital-heart-defects/about-congenital-heart-defects/patent-foramen-ovale-pfo
https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/STROKEAHA.124.049855
Doi Referans:
10.1161/STROKEAHA.124.049855
Anahtar Kelimeler:
Kriptojenik inme, patent foramen ovale, migrenli aura, genç erişkinlerde inme, iskemik inme, nontradisyonel risk faktörleri, kadınlara özgü riskler, inme önleme stratejileri, kardiyovasküler anomaliler, SECRETO çalışması