Gelir Eşitsizliği Karaciğer Kanseri Sağkalımını Etkiliyor

İsveç’te yapılan öncü bir araştırma, karaciğer kanserinin en yaygın türü olan hepatoselüler karsinom (HCC) tanı, tedavi ve hayatta kalma oranlarında sosyoekonomik farklılıkların önemli bir rol oynadığını ortaya koydu. University of Gothenburg’da gerçekleştirilen bu geniş çaplı çalışma, düşük gelirli hanehalklarında HCC’ye bağlı ölüm riskinin, orta ve yüksek gelir gruplarına göre yaklaşık yüzde 30 daha yüksek olduğunu gösterdi. Araştırma, İsveç’in evrensel sağlık sistemi içinde bile sağlık hizmetlerine erişimde ve sonuçlarda ciddi eşitsizliklerin varlığına dikkat çekiyor.

Hepatoselüler karsinom, karaciğerde ortaya çıkan ve dünya genelinde en sık görülen birincil karaciğer kanseri türüdür. İsveç’te yılda yaklaşık 500-550 yeni vaka tanımlanmakta olup, hastaların yaklaşık yüzde 75’i erkeklerden oluşmaktadır. Söz konusu çalışma, aynı ekip tarafından daha önce yapılmış ve en düşük gelir gruplarının, daha yüksek gelirli gruplara kıyasla HCC insidansının beş kat daha fazla olduğunu ortaya koyan bulgular üzerine inşa edilmiştir. Yeni analiz, gelir seviyesi, eğitim düzeyi, etnik köken gibi sosyal belirleyicilerin yalnızca hastalık görülme sıklığını değil, aynı zamanda tanı şekli, küratif tedaviye ulaşım ve hayatta kalma sonuçlarını da nasıl etkilediğini inceliyor.

Araştırmada, İsveç Ulusal Karaciğer Kayıt Sistemi (SweLiv) veritabanı kullanıldı. Bu sistemde 2011-2021 yılları arasında HCC tanısı alan 5.490 yetişkin hasta yer aldı. Veriler, ulusal sağlık kayıtları ve demografik veri tabanlarından toplanan sosyoekonomik bilgilerle özenle ilişkilendirildi. Ayrıca, altta yatan karaciğer hastalığı, eşlik eden hastalıklar ve tümör özellikleri gibi klinik faktörler de istatistiksel analizlere dahil edilerek, gelir ile ilişkilendirilen farklılıkların hastalığın biyolojik veya klinik ağırlığına bağlı olmadığı doğrulandı.

Çalışmanın en çarpıcı sonuçlarından biri, düşük gelir grubundaki hastaların HCC’yi erken evrede tanı alma olasılığının anlamlı biçimde daha düşük olmasıdır. Erken tanı, özellikle karaciğer kanserinde, cerrahi rezeksiyon, karaciğer nakli veya lokal ablasyon gibi tedavi seçeneklerinin başarı şansını ciddi anlamda artırmaktadır. Ancak, araştırmada düşük gelir grubundaki hastaların çoğunun ileri evrede tanı aldığı saptandı. Bu durum, küratif tedaviye erişme imkânlarını önemli ölçüde azaltmaktadır.

Gelir seviyesi düştükçe, hastaların küratif tedavi teklif edilme oranlarında da azalma gözlenmiştir. Bu eşitsizlik, tümör evresi ve hastaların eşlik eden hastalıkları açısından kontrol edildiğinde dahi devam etti. Bu sonuç, sosyoekonomik durumun sağlık sistemi içinde yapısal engeller yarattığını göstermektedir. Bu engeller arasında uzman merkezlere ulaşımın kısıtlı olması, sağlık okuryazarlığının düşük olması, sevk sürecinin uzaması ve hastaların sağlık sistemindeki savunuculuk kapasitesindeki farklar sayılabilir.

Klinik açıdan bu sosyoekonomik farklılıkların etkisi çok büyüktür. Düşük gelirli hastalarda ölüm oranı, orta ve yüksek gelir gruplarına kıyasla yaklaşık yüzde 29 daha fazladır. Bu durum, sosyoekonomik durumun sadece tanı ve tedaviye erişimi etkilemekle kalmadığını, aynı zamanda doğrudan yaşam süresine de yansıdığını ortaya koymaktadır. Evrensel sağlık sistemlerine duyulan güveni sorgulatan bu bulgular, eşitlikçi politikalar geliştirilmesini acil hale getirmektedir.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Sahlgrenska Akademisi Halk Sağlığı uzmanı Juan Vaz, sonuçların HCC hastalarına sunulan bakım yolunda sistemik eşitsizliklerin ortaya konması açısından kritik olduğunu vurguluyor. Vaz’a göre, “Ekonomik veya sosyal geçmiş fark etmeksizin herkesin zamanında tanı ve optimal tedaviye erişiminin sağlanması için öncelik verilmesi gerekiyor.” Vaz ve ekibi, bu farklılıkları gidermek adına politika ve klinik uygulamalarda değişiklik yapılmasının şart olduğunu belirtiyor.

Araştırmanın bir diğer önemli yönü, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerin belirlenmesi ve bu bölgelerde karaciğer hastalıklarının erken tanısı için kaynakların optimize edilmesi üzerine yapılan çalışmalar. Vaz’ın takımı, gelişmiş istatistik modelleri ve coğrafi analizleri kullanarak, karaciğer sirozu taramasının en çok ihtiyaç duyulduğu alanları tespit etmeye çalışıyor. Siroz, HCC’nin gelişiminde bir öncü faktör olduğu için erken tanı programlarının bu bölgelerde yoğunlaştırılması hedefleniyor.

Karaciğer sirozu, uzun süreli karaciğer hasarı ve kronik inflamasyon sonucu gelişmektedir. Alkol kullanımı ve kronik viral hepatit enfeksiyonları, karaciğer dokusunda yapısal bozulmaya yol açarak kanser oluşumu için elverişli ortam yaratır. Erken siroz taraması, kanserin daha erken evrede tanınmasına olanak sağlayarak, hastaların küratif tedavi şansını artırabilir. Ayrıca, siroz komplikasyonlarının önlenmesine ve hastaların yaşam kalitesinin iyileştirilmesine de yardımcı olabilir.

Araştırma ekibi, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerde hedefe yönelik siroz tarama programlarının uygulanabilirliği ve etkinliği üzerine pilot çalışmalar planlamaktadır. Bu çalışmaların temel amacı, erken tanı sayesinde tanı gecikmelerini azaltmak ve tedaviye erişimi hızlandırmaktır. Ayrıca, bu tür girişimlerin karaciğer hastalıklarıyla genel mücadeleyi güçlendireceği ve hastalar için daha iyi genel sağlık sonuçları yaratacağı düşünülmektedir.

Bu önemli araştırma, prestijli The Lancet Regional Health – Europe dergisinde yayımlandı ve sağlıkta sosyal belirleyicilerin kanser epidemiyolojisi ve klinik sonuçlar üzerindeki kritik etkilerini net biçimde ortaya koydu. Gelir eşitsizliklerinin karaciğer kanseri prognozu üzerindeki etkisini aydınlatan çalışma, sağlık eşitliği ve topluma yönelik hedeflenmiş halk sağlığı stratejileri için önemli bir rehber işlevi görüyor.

Sonuç olarak, bulgular sosyoekonomik durumun karaciğer kanseri sonuçlarında güçlü ve genellikle göz ardı edilen bir rolü olduğunu göstermektedir. Evrensel sağlık sigortası olan ülkelerde dahi, en savunmasız grupların sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanamadığı ortaya çıkmıştır. Juan Vaz ve ekibinin yürüttüğü çalışmalar, karaciğer kanseri tarama, tanı ve tedavi protokollerine sosyoekonomik faktörlerin entegre edilmesi için somut öneriler sunmakta ve tüm hastaların yaşam süresini artırmayı amaçlamaktadır.

Araştırma Konusu: İnsanlar

Makale Başlığı: Socioeconomic inequalities in diagnostics, care and survival outcomes for hepatocellular carcinoma in Sweden: a nationwide cohort study

Haberin Yayın Tarihi: 20-Mar-2025

Web References: 10.1016/j.lanepe.2025.101273

Resim Credits: Photo: Region Halland (Juan Vaz, Sahlgrenska Academy at the University of Gothenburg)

Anahtar Kelimeler: Hepatoselüler karsinom, karaciğer kanseri, sosyoekonomik eşitsizlikler, sağlık eşitliği, karaciğer sirozu, erken tanı, küratif tedavi, İsveç, halk sağlığı, kanser sağkalımı

0 Votes: 0 Upvotes, 0 Downvotes (0 Points)

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Onkolojideki En Yeni ve Önemli Gelişmeleri Kaçırmayın

E-posta yoluyla paylaşımlarınızı almak için onay veriyorum. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı inceleyin.

Loading Next Post...
Takip Et
Search
ŞU ANDA POPÜLER
Loading

Signing-in 3 seconds...