CAD/CAM Teknolojisi ile Geliştirilmiş Çene Rekonstrüksiyonu

Son yıllarda, baş ve boyun kanseri cerrahisi sonrası karmaşık mandibula rekonstrüksiyonlarında bilgisayar destekli tasarım ve üretim (CAD/CAM) teknolojisi önemli bir dönüm noktası oldu. Özellikle serbest fibula fleb rekonstrüksiyonlarında, bu ileri teknoloji cerrahi sonuçları belirgin şekilde iyileştirerek hasta yaşam kalitesini artırıyor. Plast Reconstr Surg adlı saygın dergide yayımlanan kapsamlı bir çalışma, geleneksel yöntemlerle CAD/CAM destekli cerrahilerin uzun dönem sonuçlarını karşılaştırarak teknolojinin klinik avantajlarını somut verilerle ortaya koydu.

Mandibulanın özellikle kanser cerrahisi sonrası yeniden inşası, uzun yıllardır cerrahlar için zorlu bir süreç olarak kabul ediliyordu. Geleneksel yöntemlerde, cerrahlar operasyon sırasında manuel ölçümler ve deneyimle donatılmış koşullarda kemik greftleri ile rekonstrüksiyon aparatlarını şekillendiriyor, bu da zaman alıcı ve hataya açık bir yönteme dönüşüyordu. Ancak CAD/CAM teknolojisiyle, sanal cerrahi planlama önceden yapılabiliyor ve hastaya özel üç boyutlu kesme kılavuzları, vidalama plakaları gibi ekipmanlar üç boyutlu yazıcılarla önceden hazırlanarak operasyona hazır hale getiriliyor. Bu sayede süreç daha doğru, hızlı ve verimli hale geliyor.

Söz konusu araştırma, 2012-2021 yılları arasında mandibula serbest fibula fleb rekonstrüksiyonu geçiren 215 hastanın verilerini analiz etti. Bu hastalardan 136’sı CAD/CAM teknolojisi kullanılırken, 79’u geleneksel cerrahi teknikle tedavi edildi. Baş ve boyun kanseri sonrası rekonstrüksiyon ihtiyacı olan bu hasta grubunda, operasyon süreleri, komplikasyon oranları ve uzun dönemdeki cerrahi başarım kriterleri detaylı olarak karşılaştırıldı. Çalışmada CAD/CAM sistemlerinin operasyon süresi, cerrahi komplikasyonlar ve özellikle donanım kaldırma oranları üzerinde önemli etkileri saptandı.

CAD/CAM destekli grubun operasyon süresi, geleneksel cerrahiye kıyasla ortalama 1 saat daha kısa gerçekleşti. Bu oldukça anlamlı bir kazanım çünkü geleneksel yöntemlerde, cerrahlar operasyon sırasında aparat ve kemik segmentlerini manuel olarak şekillendirmek zorunda kalırken, CAD/CAM grubunda kişiye özel hazırlanmış kesme kılavuzları ve plakalar operasyon başlamadan hazır olduğu için zaman kaybı yaşanmıyor. Böylece cerrahi takımın daha hızlı ve güvenle ilerlemesi mümkün oluyor.

Hastaların ameliyat sonu dönemde karşılaştıkları komplikasyonlar açısından, iki grup arasında hayati risk taşıyan kanama, tromboz veya flep kaybı gibi olaylar açısından fark yoktu. Ancak yara yeri açılması (dehisans) açısından değerlendirme ciddi farklılık gösterdi. CAD/CAM grubunda yara açılması oranı %7.4 iken, geleneksel yöntemde bu oran %16.5’e yükseldi. Bu, dijital planlama sürecinin cerrahın yumuşak doku yönetimini iyileştirerek daha hassas ve stabil bir rekonstrüksiyon gerçekleştirmesine olanak sağladığını düşündürmektedir.

Çalışmanın uzun dönem sonuçları, özellikle rekonstrüksiyonda kullanılan plakaların çıkarılması için yapılan ikinci cerrahi ihtiyacı konusunda belirgin farklılıklar ortaya koydu. CAD/CAM ile rekonstrüksiyon yapılan hastaların donanım çıkarma oranlarının %60 oranında daha az olduğu tespit edildi. Bu durum, bireye özel tam uyum sağlayan plakaların ve kesim kılavuzlarının, kemik kaynaşmasını desteklemiş, mekanik stres oluşumunu azaltmış olmasından kaynaklanabilir. Böylece implantların gevşemesi veya enfeksiyon nedeniyle ikinci cerrahilere gerek kalmıyor.

Bu avantajın ardındaki temel mekanizma multifaktöriyel olarak değerlendirilebilir. CAD/CAM, kemik segmentlerini hassas kesme kılavuzları ile şekillendirirken, titizlikle konumlandırılmış plakalar ve vida noktaları ile biyomekanik stresin dengelenmesini sağlar. Ayrıca, üç boyutlu yapı bütünlüğü, kemik kaynaşması ve stabilitesi artırılarak donanım üzerindeki yükler dengelenir. Böylece hem kemik iyileşmesi hızlanır hem de donanım kaynaklı komplikasyonların önüne geçilir.

Bununla birlikte, araştırma CAD/CAM teknolojisinin ilk yatırım maliyetlerinin daha yüksek olduğunu not etti. Ancak yazarlar, operasyon süresi kısalması, azalan komplikasyonlar ve azaltılan yeniden ameliyat gereksinimlerinin uzun vadede toplam maliyetlerin düşürülmesine katkı sağladığını belirtti. Bu nedenle, ekonomik açıdan detaylı maliyet-etkinlik analizlerinin ilerleyen dönemde yapılması gerekliliğinin altı çizildi. Bu değerlendirmelerin, CAD/CAM teknolojisinin sağlık sistemleri ve sigorta kurumları tarafından benimsenme sürecinde kritik rol oynayacağı ifade edildi.

Araştırmanın bir diğer önemli noktası, sanal cerrahi planlamanın reconstructive cerrahide giderek artan rolünü vurgulamasıdır. Üç boyutlu modeller sayesinde cerrahlar, karşılaşacakları kompleks kemik defektlerini önceden detaylıca inceleyip, çeşitli rekonstrüksiyon senaryolarını simüle ederek, biyomedikal mühendislerle ortaklaşa en iyi çözümü tasarlayabilmektedir. Bu teknoloji, kişiye özel tedavi anlayışını desteklerken, hem fonksiyonel hem de kozmetik sonuçların optimize edilmesini sağlar.

Bu çalışma, literatürde CAD/CAM teknolojilerinin baş ve yüz bölgesi kemik rekonstrüksiyonundaki faydalarına dair kanıt tabanını kuvvetlendirdi. Daha önceki araştırmalar cerrahi doğruluk ve kemik iyileşmesini vurgularken, bu çalışma teknik gelişmeler ile uzun dönem klinik sonuçları moleküler düzeyde ilişkilendirmesiyle yeni bir standart yaklaşıma zemin hazırlamaktadır. Dijital inovasyonun bu şekilde cerrahi pratiğe entegrasyonu, alanın geleceğinde belirleyici olacaktır.

Geleceğe dönük olarak, CAD/CAM sistemlerindeki gelişmeler; biyomateryallerin çeşitlenmesi, 3D baskı teknolojilerinin evrilmesi, yeni görüntüleme yöntemleri ve yazılım algoritmalarının gelişmesiyle birlikte daha erişilebilir ve çok yönlü hale gelecektir. Uzmanlar, bu yeniliklerin rutin cerrahi akışına sorunsuz entegrasyon sağlayarak, hastalar, cerrahlar ve sağlık sistemleri için daha güvenli, hızlı ve etkin rekonstrüksiyon deneyimleri yaratacağını öngörmektedir.

Sonuç olarak, bilgisayar destekli tasarım ve üretim tekniklerinin mandibula serbest fibula fleb rekonstrüksiyonunda kullanımı, operasyon süresinin azalması, yara yeri komplikasyonlarının seyrekleşmesi ve donanım çıkarma cerrahilerinin önemli oranda gerilemesi gibi somut klinik kazanımların altını çizmiştir. Teknoloji ilerledikçe ve maliyet etkinliği sağlandıkça, CAD/CAM’in baş ve boyun rekonstrüksiyonunun altın standart uygulaması olması beklenmektedir. Bu gelişme, cerrahların en karmaşık vakalarda bile daha başarılı ve kişiye özel rekonstrüksiyonlar yapmasının yolunu açmaktadır.

Araştırma Konusu:
Bilgisayar Destekli Tasarım ve Üretim (CAD/CAM) teknolojisinin serbest fibula fleb mandibula rekonstrüksiyonundaki uzun dönem klinik sonuçları

Makale Başlığı:
Computer-Aided Design and Manufacturing in Free Fibula Reconstruction of the Mandible: Comparison of Long-Term Outcomes

Haberin Yayın Tarihi:
29 Nisan 2025

Web References:
https://journals.lww.com/plasreconsurg/fulltext/2025/05000/computer_aided_design_and_manufacturing_in_free.25.aspx

Anahtar Kelimeler:
Mandibula, Rekonstrüktif cerrahi, Kozmetik cerrahi, Serbest fibula fleb, Bilgisayar destekli tasarım, Cerrahi planlama, Baş ve boyun kanseri, Kemik grefti, 3D baskı, Sanal cerrahi planlama, Donanım çıkarılması, Kraniofasiyal rekonstrüksiyon

0 Votes: 0 Upvotes, 0 Downvotes (0 Points)

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Onkolojideki En Yeni ve Önemli Gelişmeleri Kaçırmayın

E-posta yoluyla paylaşımlarınızı almak için onay veriyorum. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı inceleyin.

Loading Next Post...
Takip Et
Search
ŞU ANDA POPÜLER
Loading

Signing-in 3 seconds...